Corona (COVID-19) Virüsünün Sözleşmelere Etkisi
Çin’in Wuhan kentinde ilk olarak görülen ve sonrasında tüm dünyaya yayılan Corona (Covid-19) virüsü Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından “Pandemi” yani tüm dünyada geniş bir alana yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalık olarak ilan edilmiştir. WHO tarafından Corona virüsün Pandemi olarak ilan edilmesi, Türkiye’de de Corona virüs vakalarının görülmesi ve hükümet tarafından çeşitli önlemlerin alınması (okulların tatil edilmesi, toplu etkinliklerin iptal edilmesi ,belirli yaş guruplarına ve hafta sonları tamamen sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi Covid 19 virüsünün mücbir sebep teşkil edip etmediği, taraflar arasındaki tüm sözleşmelerin, hukuki ilişkilerin durumunun ne olacağı ile ilgili bir çok soruyu gündeme getirmektedir.
Mücbir Sebep Nedir?
Mücbir sebep, sorumlu veya borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen genel bir davranış normunun veya borcun ihlaline mutlak ve kaçınılmaz bir şekilde yol açan, öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan olağanüstü bir olaydır. Deprem, sel, yangın, salgın hastalık gibi doğal afetler mücbir sebep sayılır.
Mücbir sebep, borcun ifasına engel olan ve herhangi bir kimse tarafından alınacak tedbirlere rağmen önüne geçilmesine imkan olmayan, beklenmedik, harici ve borçlunun iradesi dışında meydana gelen bir olaydır.
Yargıtay kararında salgın hastalıkların da mücbir sebep teşkil edebileceği belirtilmiştir. Salgın hastalığın mücbir sebep olarak değerlendirilmesi için salgın hastalığın sözleşme taraflarınca önceden öngörülmesinin mümkün olmaması, salgın hastalığa tarafların karşı koymasının mümkün olmaması ve sözleşmede taraflarca üstlenilen borçların ifasının salgın hastalık nedeni ile gerçekleştirilememesi gerekmektedir.
6098 sayılı TBK gereği taraflar, imzalamış oldukları sözleşmelerde salgın hastalıkları, deprem, sel, yangın gibi doğal afetleri, halk hareketlerini mücbir sebep olarak belirtmişseler anılan bu durumların ortaya çıkması sözleşme tarafları için mücbir sebep teşkil edecektir.
Sözleşmede salgın hastalık mücbir neden olarak belirtilmemişse salgın hastalıkların mücbir sebep sayılması tarafların sözleşmeden doğan yükümlülüklerinin ifasını etkileyip etkilemediğine göre değişecektir.
Mücbir Sebebin Sözleşmelere Etkisi
Mücbir sebebin sözleşmelere etkisi 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu İFA İMKANSIZLIĞI başlığı altında 136. Maddede “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer.
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşme ile borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar bu hükmün dışındadır.
Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.” hükmüne havidir.
Corona virüsünün bir ülkede görülmesi, Corona virüsü nedeniyle ölümlerin gerçekleşmesi hatta Corona virüsünün yayılmasının önlenmesi için hükümetler tarafından belirli önlemlerin alınması tek başına Corona virüsünün mücbir sebep olarak nitelendirilmesi için yeterli değildir. Corona virüsünün bir sözleşmenin tarafları açısından mücbir sebep teşkil edebilmesi için Corona Virüsü nedeniyle tarafların sözleşmede kendilerine yüklenen borçları / edimleri yerine getiremeyecek duruma gelmeleri ve Corona virüsünün sözleşme taraflarını borçlarını yerine getiremeyecek derecede etkilemesi gerekmektedir.
Mücbir sebep nedeni ile sözleşmenin niteliği ve mevcut duruma göre taraflar için sözleşmenin ifası imkansız hale gelmişse sözleşme uyarınca üstlenmiş oldukları borçları sona erdirmektedir. Örneğin taraflar arasında bir satım sözleşmesi kurulmuş ve mücbir sebep nedeniyle satışa konu ürünün teslimi imkansız hale gelmiş ise satıcı ilgili ürünü teslim etme borcundan, alıcı da satışa konu ürünün bedelini ödeme borcundan kurtulacaktır. Eğer alıcı tarafından satışa konu ürünün bedeli ödenmiş ise TBK’nın 136. Maddesinin 2. Fıkrası uyarınca bu bedel satıcı tarafından alıcıya iade edilecektir.
KISMİ İFA İMKANSIZLIĞI- TBK MADDE 137
Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkansızlaşırsa borçlu borcunu sadece imkansızlaşan kısmından kurtulur. Ancak bu kısmi ifa imkansızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa borcun tamamı sona erer.
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde bir tarafın borcu kısmen imkansızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa karşı edimde o oranda ifa edilir.Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda tam imkansızlık hükümleri uygulanır.’’ hükmüne havidir.
AŞIRI İFA GÜÇLÜĞÜ-TBK MADDE 138
“Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.” hükmüne havidir.
Tarafların edimlerini mücbir sebep halleri nedeniyle yerine getirememeleri halinde; durumun şartlarına göre sözleşmeden doğan edimin ifasının imkânsız hale gelmesi hali TBK’ nın 136. maddesi, kısmen imkansız hale gelmesinde TBK. 137.maddesi , edimin ifasının önemli ölçüde güçleşmesi durumunda da TBK’nın 138. maddesinin uygulanması söz konusu olacaktır.
Mücbir sebebin sözleşmelere yansımasında en önemli nokta borcun ifasını imkansız hale getiren mücbir sebep niteliğindeki olayın sözleşmenin karşı tarafına bildirilmesi gerektiğidir. Eğer mücbir sebep nedeniyle mevcut durum ve irade beyanı borçlu tarafından alacaklıya bildirilmez ihtar edilmez ve alacaklının zararının artmasını engellemeye yönelik önlemleri alınmaz ise borçlu, alacaklının uğrayacağı zararlardan sorumlu olacaktır.
Türk Hukuku’na hakim olan “Nev’i telef olmaz” ilkesi uyarınca para borcunun imkânsız hale gelmesi mümkün olmamakla birlikte mücbir sebepler dolayısıyla taraflarca kararlaştırılan bedel üzerinden ödenme yapılmasının önemli ölçüde güçleşmesi ve TBK 138. maddenin şartlarının bulunması halinde anılan madde kapsamında uyarlama talep edilmesi söz konusu olacaktır.
TBK m.138 hükümlerinde aşağıdaki koşulların mevcudiyeti aranmaktadır:
Hal ve şartların olağanüstü biçimde değişmesi, bu değişimin taraflar bakımından sözleşmenin kuruluşu sırasında öngörülemez ve beklenemez olması yahut öngörülse bile taraflarca sözleşme kurulurken göz önüne alınmamış olması,
Değişen hal ve şartların sözleşmenin taraflara yüklediği edimler arasındaki dengeyi aşırı ölçüde ve açık bir biçimde bozması,
hal ve şartların değişmesinde ilgili tarafın kusurunun bulunmaması,
edimlerin ifasının henüz tamamlanmamış olması veya ihtirazî kayıtla ifada bulunulmuş olması.
TBK md. 138 uygulamasını bir kira sözleşmesi özelinde inceleyecek olursak; tüketicilerin kalabalık alanlardan uzaklaşması perakende işletmecilerin ciro kayıplarına sebep olmaktadır. Kiracı, kira sözleşmesi akdederken Covid 19 riskini bilebilecek durumda değildir ve bu risk kiracıdan kaynaklanmamaktadır. Ancak kira bedelinin ödenmemesi tahliye riskini de beraberinde getirdiğinden kira bedelinin ihtirazi kayıtla ödenmesi ile birlikte uyarlama davası ikame edilmesi gündeme gelebilecektir
Corona Virüsü (COVID-19) Mücbir Sebep Midir?
Ülkemizde ve dünyanın çoğu ülkesinde Corona virüsü tespit edilmiştir. Corona Virüs vaka sayısının her geçen gün artması nedeniyle hükümetler tarafından Corona virüsünün yayılmasını önlemek adına çeşitli önlemler alınmaktadır. Bu önlemlerin etkisi ulusal çapta olabildiği gibi uluslararası düzeyde de olabilmekte ve hukuki ilişkilere etkisi de farklılık gösterebilmektedir.
Corona virüsünün sözleşmenin tarafları için mücbir sebep teşkil edip etmediğinin tespiti her sözleşme ilişkisi özelinde ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Ülkemizde corona virüsünün görülmesi nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile önlem amaçlı tüm eğitim kuruluşları ,okullar, üniversiteler kapatılmış, toplu etkinliklerin, fuarlar, konserler iptal edilmiştir. Konseri düzenleyecek organizatör, konserin gerçekleştirileceği işletme ve konsere gidecek tüketiciler için bu husus bir mücbir sebep teşkil etmekte ve sözleşme taraflarının borçları sona ermektedir.
Alışveriş merkezlerinin kapatıldığı ancak online alışverişler için herhangi bir kısıtlama getirilmediğini, kargo firmalarının çalışması-teslimat yapması konusunda herhangi bir kısıtlama bulunmamakla internet üzerinden ürün/hizmet alım-satım sözleşmeleri için Covid-19 mücbir sebep teşkil etmemekte, ayıplı mal veyahut başkaca hukuken sözleşmeden dönme durumu olmadıkça alıcı ürünlerin bedelinin ödenmesine ilişkin borcu, satıcı da ürünleri teslim etme borcunu yerine getirecek ve taraflar sözleşmeden Covid-19 nedeni ile dönemeyeceklerdir.